Uludağ Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Arı, CRI Türk’te Tuğçe Akkaş’ın hazırlayıp sunduğu “Güne Başlarken” programına konuk oldu. Arı, NATO Liderler Zirvesi’ni değerlendirdi.

Prof. Dr. Tayyar Arı’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki ilişiklilerin hiçbir zaman düz bir çizgi üzerinde ilerlemediğini, bir gidiş-geliş, yükseliş ve düşüş trendi takip ettiğini biliyoruz. 1950’den itibaren ikili ilişkilerde sürekli problemler de oldu. İş birliği alanları olduğu gibi sorunlu alanlar da oldu. Bugün de bu durumdan farklı bir durumla karşı karşıya değiliz.

PYD, S-400, Ermeni Soykırımı iddiası, FETÖ ve yaptırımlar meselesi Türkiye için çok öncelikli meseleler. ABD’nin bu konularda hiç esneklik göstermediğini söyleyebiliriz. Bu konular gündemde olduğu sürece iki ülke arasındaki sorunların problemsiz bir şekilde devam edeceğini beklemek çok da mümkün gözükmüyor.

ABD, NATO’YU DAHA BÜYÜK AMAÇLAR İÇİN KULLANMAK İSTİYOR

Trump yönetiminden farklı olarak Biden yönetimi ittifakı güçlendirme konusunda özel bir çaba sarf ediyor. NATO içindeki birlikteliğin ve iş birliğinin artırılması konusuna özel önem veriliyor.

ABD, NATO’yu bir küresel savunma örgütü olarak daha büyük amaçlar için kullanmak istiyor. Çin’i çevrelenmesi politikası öncelikli hale gelmiş gözüküyor. ABD, temel önceliği olan Çin meselesini dünyanın da temel önceliği olması için bir süreç başlattığı ve burada da NATO’nun önemli bir unsur olarak devreye sokulduğunu, NATO şemsiyesi altında bu koalisyonun olabildiğince genişletebileneceğini söylemek mümkün.

NATO giderek ABD için tehdit oluşturabilecek dünyanın her yerinde kullanılabilecek askeri yapıya dönüşüyor. Gelecek zirvelerde Çin ile ilgili tonun ağırlaşacağını söyleyebilirim. Geçen seferki toplantı ile bu yılkı toplantı arasında ciddi değişiklikler oldu.

ABD’NİN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR

ABD ile Türkiye’nin problemleri olsa da ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı var. NATO’yu ayakta tutmak isteyen ABD’nin Türkiye’den vazgeçmesini beklemek pek mümkün değil.

Türkiye bir taraftan NATO üyesiyken bir taraftan da Rusya ve Çin ile ilişkileri genişletecek. ABD böyle istedi diye yarın Türkiye’nin Rusya’dan veya Çin’den vazgeçeceğini ve hiçbir şey olmamış gibi ABD ile çalışmaya devam edeceğini düşünmüyorum.

Türkiye’nin halen soğuk savaş döneminde olduğu gibi sadık bir müttefik olması arzu ediliyor. Verilen görevleri yerine getiren ama hiçbir şey talep etmeyen, kendi güvenlik önceliği önemli olmayan, dolayısıyla kendi çabalarıyla sorunlarını çözmeye çalışan… Fakat Türkiye artık buna razı değil. Türkiye’nin etkisi arttı. Bu durumda elbette Türkiye’nin kendi gündemi ve kendi öncelikleri olacak.”