CGTN / Hannan Hussain
Çin Devlet Konseyi üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi 18 Mayıs’ta Japonya Dışişleri Bakanı Yoshimasa Hayashi ile çevrim içi bir görüşme yaptı ve Çin’in egemenliğini, güvenliğini ve gelişme çıkarlarına zarar verecek ve bölgede blok çatışmalarını özendirecek herhangi bir Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-Japonya iş birliği yaklaşımına karşı uyarıda bulundu.
Wang’ın çağrısı ABD Başkanı Joe Biden’ın Asya ziyaretinin tokyo ve Washington’da artan bir şekilde Çin’e ortak biçimde karşı çıkmaya yardımcı olacak bir fırsat olarak görüldüğü bir zamana denk geldi ve bu meşru bir yeniden ayarlanmayı gerektiriyor. Wang “Amerikan lideri ziyaretine başlamadan önce bile, sözde ortak ABD-Japonya Çin karşıtı söyleminin hır çıkarmaya başlamış olması gerçeği dikkat çekiyor ve uyanıklığı gerektiriyor.” dedi. böyle bir yol bölgesel barışı bir blok politikaları cephesi haline getirme riski taşıyor ve asıl olarak sürdürtülemez bir şeydir.
ABD-Japonya “iş birliğini” daha da artırmak için Çin üzerine orantısız biçimde odaklanıldığını gözden kaçırmak zor. Tokyo ve Washington’ın iki hükümetin de “Hint-Pasifik bölgesindeki Çin’in faaliyetleri diye ifade ettiği şeyleri “caydırmak ve yanıt vermek” için sözde iş birliği politikasını açıkça ifade edecek (ve gelecek haftaya kalmayacak) bir ortak açıklamanın ayrıntıları üzerinde çalıştığı bildiriliyor.
ABD, ÇİN’E MÜDAHALE ÖNERİLERİNDEN UZAK DURMALI
Japonya hükümet kaynakları ayrıca Tokyo’nun Çin’in kesin biçimde iç işi olan Taiwan sorunu ile ilgili ABD ile uyum arama isteğinde olduğunu ortaya koydu. Bütün bunlar Japonya’nın, böyle açık bir müdahalenin Japonya ve ABD arasında yanlış bir ikili iş birliği duygusu yarattığı dikkate alınırsa, ABD’nin Çin’i kontrol altına alma ya da Çin’e müdahale önerilerinden açıkça uzak durması gereğini güçlendiriyor.
Katı biçimde ikili olarak tanımlanan çıkarların Asya güçlerinin barış içinde bir arada yaşama ruhu ile uydukları ve saygı gösterdikleri Çin’in meşru ekonomik yükselişi, egemenliği içindeki işleri ya da geniş deniz manzarası üzerine haksız olarak odaklanmayı gerektirmemesi gerekir. Eğer ABD-Japonya ilişkileri tekrarlanan uyarılar ve incelikli bölgesel hassasiyete rağmen bütün bu cephelerde artmaya devam edecekse, bu ilişki barışı desteklenmesine aykırı olabilir.
Wang’ın Japonya’nın “ihtiyatla hareket etmesi” ve “komşuya zarar verme yolundan” sakınması gerektiğini vurgulaması gelecek hafta tokyoda yapılacak, Çin’e karşı olmasının yanı sıra bölgede zamansız ve yanlış risk algılarının merkezinde olan Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad) – ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan arasındaki gayrı resmi güvenlik grubu- zirvesinde test edilecek.
ÇİN KIRMIZI ÇİZGİLERİNE SAYGI GÖSTERİLMESİ İÇİN ÇABA GÖSTERMELİ
Bunun yerine tokyo Beijing ile ikili ilişkilerine değer vermelidir. Çin’in kırmızı çizgilerine saygı gösterilmesini ve ABD destekli Çin’i kontrol histerisinin Japonya’nın dış politikada özerkliğini yok etmemesini sağlamak için çaba göstermelidir. Hayashi uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu “büyük zorlukları” kavradı ve ilerleme kaydetmek için “yapıcı ve istikrarlı ilişkileri” vurguladı. Bu Çin hükümetinin Japonya ile ilişkileri daha da geliştirme ruhuna uygundur. Bu ortak anlayışın köşe taşları dört Çin-Japonya siyasi belgesidir.
ABD’nin beyhude kontrol çabası dikkate alınırsa, tokyodan beklenen kilit şey bazı güçlerin Çin-Japonya ilişkilerinin canlılığını tehdit etmek istediğinin asıl olarak ikili ilişkilerdeki herhangi bir sapmadan memnun olacaklarının farkında olmasıdır. Wang’ın sözleri ile Japonya için bir adım ileri atmak, “ikili ilişkilerin altını oymaya çalışan güçlerin” daha da güçlenmesine hiç zemin vermemektir.
Tokyo’nun gelecekteki ABD-Japonya iş birliğine yapacağı katkı Çin’in egemenliği, güvenliği ve gelişmesinden uzak duracaktır. Bu arada, ABD’nin Çin’e karşı kontrol tasarılarının riskleri Asya’da artan bir şekilde ortaya çıkıyor: Blok politikası Japonya’nın bölgede önde gelen bazı siyasi ve ekonomik müttefiklerinden çok az ilgi görüyor ve NATO’nun Asya-Pasifik türünün oluşması ihtimali en iyi durumda bir mucizedir.
Bunun bir mucize ve hüsnü kuruntu olduğunu düşünüyorum çünkü önerilen güvenlik düzenlemelerinin hiçbiri Asya’da bölgesel barış ve istikrarın desteklenmesi ile ilgili değil. Aslında, ABD’nin Asyada’ki “kontrol” davasının büyük kısmını bölge ülkelerinin egemenliklerine müdahale yönlendiriyor. Japonya’nın kendini ABD için tehlikeye atması düşüncesizlik olur ve Çin’e karşı olumsuz hareketleri bilerek destekleyerek bölgesel istikrarı tehlikeye sokar. Tokyo geçmişte zaman zaman Asya’da özerk dış politika tercihleri konusunda hassas göründü. Bu özerkliğin ABD tarafından sürekli olarak reddedilmesi mevcut “iş birliği” rotasının, iyi idare edilmezse temel çıkarları ve amaçları tehlikeye atacağını anlamak için yeterlidir.