Global Times
BBC News, geçen hafta çarşamba günü sansasyonel bir haber yayınladı ve Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde çok sayıda Uygur kadınına “sistematik olarak tecavüz edildiği, cinsel tacize uğradıkları ve işkence gördükleri” iddia edildi. Haberde şimdi Batı’da yaşayan Uygur kadınlarının korkunç koşulları anlatan anlatımları ve bu anlatımlar dışında herhangi bir kadın gösterilmedi.
Global Times, Xinjiang’da yaşayan ve çalışanlar da dâhil, Xinjiang olayları konusunda bilgili Çinli akademisyenlerden yorum yapmalarını istediğinde, suçlamaların akıl almaz olduğunu belirtti. Bu tür kitlesel tecavüz ve cinsel saldırının bugünkü Çin’de herhangi bir yeri yoktur. Böyle bir suçun gizlenme ihtimali sıfır. Bu kötü suçları işleyenler ağır ceza hatta ölüm cezası riski ile karşı karşıya kalırlar, dolayısıyla Çin’de hiç kimse BBC’nin iddialarının gerçek bir temeli olduğuna inanmaz.
Xinjiang’dan birçok kişi yabancı ülkelere göç etti. Dünya Uygur Kongresi gibi radikal örgütler ve Batı medyası açıkça bu kişileri Xinjiang yönetimi hakkında şok edici haberler uydurmak için kullanmak istiyor. Sonsuz bir dalga halinde acayip hikâyeler ortaya çıktı. Yurt dışındaki Çin karşıtı güçlerin bu hikâyeleri anlatanları hikâye uydurmaya kışkırttığından şüphelenmek için nedenlerimiz var. Batı kamuoyu Xinjiang’ın sorunlarıyla ilgili alçakça iftiralar yapmak için “hikâye üretim zincirleri” oluşturdu.
BATI KAMUOYUNUN “HİKÂYE ÜRETİM ZİNCİRLERİ”
BBC’nin haberi gazetecilik etiğini ağır biçimde ihlal ediyor. Herhangi bir doğrulama olmadan sadece anlatımlara dayanarak nasıl Çin’de “neredeyse insanlık karşıtı düzeylerde suçlar” işlendiği hakkında bir haber yayınlayabilir? BBC muhabirlerine haberlerinin doğruluğundan sorumlu olmadıklarını ve sadece Batılı okuyucuların tercih ve hayallerine hizmet etmeleri gerektiğini kim öğretiyor?
Bazı medya kanalları, Xinjiang bölgesel yönetimini bir hikâye hazırlayıp yayarak, söylentileri reddetmek için kanıt göstermeye zorluyor. Böyle bir davranış çok korkunçtur. Yarattıkları söylentiler çoğunlukla belirsiz. Örneğin BBC, yerel mesleki eğitim ve öğretim merkezlerindeki Uygurların “sistematik olarak tecavüze uğradığını, cinsel olarak suiistimal edildiğini ve işkence gördüğünü” söyledi. Bu iddiaları hangi türden bir kanıt destekleyebilir?
Xinjiang bölgesel hükümeti bazı söylentileri çürüttü. Örneğin, Batı medyası bazı Uygurların ölümle cezalandırıldığı ileri sürdü ama bu kişilerin Xinjiang’da iyi bir yaşam sürdükleri ortaya çıktı. Eğer isim verebilirlerse, karışıklık ortadan kaldırılabilir. Ama birçok vakada, bir söylenti başlatmak sadece bir dakika alıyor ve onu reddetmek için sınırsız çaba ve zaman harcamak gerekiyor.
BBC GAZETECİLİK ETİĞİNİ İHLAL EDİYOR
BBC ve diğer Batı medyasının Xinjiang sorunuyla ilgili haberlerinin neredeyse tamamı yanlış suçlamalar. Önce iddiaları alıyorlar ve ardından hikâyelere eklemek için sansasyonel malzeme arıyorlar. Xinjiang terörist ve şiddetli faaliyetlerle mücadele etmek ve düzeni sağlamak için büyük çaba gösterdi. Barışçı ve istikrarlı bir yeniden inşayı başardı, bütün etnik gruplardan insanların normal yaşama dönmesini sağladı. Bunun arkasında, yönetimde olanların siyasi iyi niyeti ve sorumlu davranışı var. Fakat bu çabalara, Batı kamuoyu tarağından “soykırım” diye iftira atıldı. Bu haberler aslında insanlık dışı.
BBC, Xinjiang hakkındaki haberini verirken, Batı’nın geleneksel bir medya kanalı gibi değil, Batılı istihbarat örgütlerinin kontrolündeki Çin’e karşı medya savaşının bir kalesi gibi davrandı. Çin’i lekelemek, Batılıları Çin’le çatışmak için harekete geçirmek ve gelişmekte olan ülkelerin Çin hakkındaki bilgisini çarpıtmak BBC’nin Çin haberlerinin siyasi hedefi haline geldi.
Çin, Batılı medya seçkinlerinin ağzındaki gibi bir ülke değil. BBC muhabirleri Çin’i yaşayan bir cehennem gibi tarif ederken Batı’yı insan haklarının cenneti gibi tarif ediyor. Çin ve İngiltere’nin Covid-19 koşullarında yardımseverliği nasıl farklı biçimlerde garanti ettiğine baktıklarında utanmıyorlar mı? Sağduyularına ve algılarına ne yaptılar?
“Xinjiang mitini” yaratan BBC ve diğer Batılı medya kanallarının medya profesyonellerinin ahlaki narsizme son verebilmelerini ümit ediyoruz. Kendilerinin ve politikaların yarattığı demir perdeyi yırtacak ve medya profesyonelliğinin temel niteliklerini tekrar kazanacak kadar cesur olmalarını umuyoruz; nesnel olmak ve gerçeklere bakarak hakikati aramak.