CGTN / Jonathan Arnott
Herhangi eski bir casusluk filminin hikâyesinin konusu gibi Rus muhalefet siyasetçisini (ya da sizin bakış açınıza bağlı olarak muhalif) kuşatan durum şaşırtıcı ve entrikalarla dolu. Kurgudan farklı olarak, gerçek son olaylara dâhil olanların herhangi birini iyi yansıtmıyor. Kurguda kahramanlar ve kötü adamlar bulunurdu, ancak gerçek hayatta her şeyin altında bir kahraman bulunup bulunamayacağı daha da şüphelidir.
Bu vaka Rusya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki küresel gerginliği yeniden canlandırdı. AB ile Rusya son yıllarda Kırım konusunda çatışırken, ABD ve Rusya arasındaki gelgit ilişki, (eski ABD Başkanı Donald) Trump yönetiminin tanımlayıcı özelliklerinden biriydi.
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin dış politikasının gözü ve kulağıdır. Borrell’in son Rusya ziyareti, farklı siyasi yönlerden bir miktar eleştiri aldı. Bu vakada farklı aktörler tarafından alınan pozisyonları hepimiz biliyoruz. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i sözünü sakınmadan eleştiren Navalnıy, Tomsk’tan Moskova’ya uçarken gizemli bir hastalığa yakalandı. Uçak acil iniş yaptıktan sonra yapay komaya girdi ve özel bir tedavi için Berlin’e nakledildi. Almanya’da askeri bir laboratuvar, Navalnıy’ın, Novichok zehirli sinir gazıyla zehirlendiğini açıkladı. Bellingcat’den araştırmacı gazeteciler, olaydan Rus Federal Güvenlik Servisi (FSB) ajanlarının sorumlu olduğu sonucuna ulaşırken, Kremlin yönetimi, iddiayı sert biçimde reddetti.
RUSYA’NIN ULUSLARARASI SAHNEDEKİ YAKLAŞIMI HER AŞAMADA GÜÇLÜ
Kremlin, Navalnıy’ı zimmetine para geçirme, yolsuzluk ve kara para aklama suçları nedeniyle bir suçlu olarak görüyor. Navalnıy’ın destekçileri ise suçlamaların siyasi amaçlı olduğunu savunuyorlar. Navalnıy’ın tutuklanması ve ertelenen cezalarının uygulanmaya konması Rusya’da yaygın protestolara yol açtı.
Geçen yıl Almanya’daki laboratuvarın tespitlerine karşılık olarak AB, üst düzey Rus yetkililere karşı yaptırım uygulama kararı aldı. Rusya’ya yönelik yaptırımların genel olarak çok az etkisi oldu. Rusya’nın uluslararası sahnedeki yaklaşımı, her aşamada gücünü göstermektedir. Borrell, Almanya’nın, Rusya’dan AB’ye uzanan Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattı projesine son verilmesi çağrılarını reddediyor. Borrell ayrıca, her durumda Kuzey Akım projesini değiştirme gücüne sahip olmadığı konusundaki siyasi gerçekliği anlıyor; yasal olarak bu Avrupa Komisyonu’nun değil Alman şirketlerinin sorunudur. Son gelişmeler ışığında, AB şimdiye kadar başka yaptırımlar uygulamama kararı aldı.
Borrell’in Rusya’yı ziyaret etmesi gerçeğiyle ilgili yapılan eleştiri abartılı. Diplomasinin doğası gereği bu tür görüşmelerin yüz yüze yapılması gerekiyor. Siyaset sanatı, vuku bulan durumlara ustaca karşılık verme ve gereksiz tartışmalardan uzak durma becerisidir. Bununla birlikte Putin, rakiplerini hazırlıksız yakalamaya, onları hatalar yapmaya zorlamayı amaçlayan alışılmadık bir strateji izlemeyi tercih ediyor. Bu seçimi yaptıktan sonra Borrell, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un yanında nazikçe durması için manevra yaparak daha az siyasi yetenek gösterdi.
KREMLİN, AVRUPA BİRLİĞİ İLE ÇATIŞMAYA GİRMEKTEN ENDİŞE DUYMUYOR
Kremlin, ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve başlamasından sonra bu özel anda ABD ile kavga çıkarmaya hevesli değil, ancak AB ile bir çatışmaya girmekten endişe duymuyor. AB’nin dış politika nüfuzunu ciddiye almaktan ziyade, dış politika gücünün hala etkin biçimde AB üyesi ülkelere bağlı olduğuna inanıyor. Borrell’in ziyaretiyle aynı gün, Rusya yönetimi, hükümet karşıtı gösterilere katılmakla suçladığı Polonya, Almanya ve İsveç diplomatlarını sınır dışı etti.
İddialar doğru olsun ya da olmasın, doğru olsaydı gerçekten ciddi bir durum olurdu, bu diplomatların, kendileri ve herhangi bir hükümet karşıtı protestolar arasında önemli bir mesafeyi sürdürmesi iyi olurdu. Diplomatların gözlem yapmaları onların haklarına dâhildir, ancak tabii ki hiçbir zaman diğer ülkelerin içişlerine müdahil olmamalıdır. Rus diplomatların kısasa kısas sınır dışı edilmesiyle hikâye kolayca Navalnıy’dan, Rusya ve AB arasında diplomatik anlaşmazlık mekanizmalarına dönebilir. Şimdilik bu sadece ağız dalaşı. Borrell’in, AB-Rusya ilişkilerinde özellikle sert bir dil kullanması, ilişkileri “en düşük seviyede” olarak göstermesi, genel bir siyasi taktiktir. Siyasetçiler sık sık, güçlü bir söylemi somut eylem eksikliğini gizlemek için kullanırlar.