Global Times / Mu Lu

Batılı ve Çinli medya kuruluşlarında yakında yayınlanan iki Covid-19 ile ilgili makale, insan hakları konusunu farklı bakışlardan tartıştı.

Beklenildiği üzere Batılı bakış açısı geleneksel çifte standart anlatılarına bağlı kaldı. Ancak bu söylem aslında çıkmaza saplandı, böylesi aldatmacalar bundan böyle gelişmekte olan ülkelerden insanları kandıramaz.

The Economist dergisi 16 Ocak tarihli sayısında, “Çin’de birçok kişi şaşırtıcı bir biçimde sert virüs kontrollerini kabul ediyor” başlıklı bir makale yayımladı. Yazar, Batı, Covid-19 aşılarının tahsisi konusunda bir adaletsiz ikilemle uğraşırken, Çin’i insan hakları konusunda lekelemeye devam etti.

Çin medya kuruluşu CGTN’de perşembe günü, Hindistanlı bir yorumcu olan Maitreya Bhakal’ın, “Birçok Amerikalı şaşırtıcı bir biçimde çok büyük Covid-19 kayıplarına hoşgörülü” başlıklı bir makalesini yayımladı. Bhakal makalede, “Amerikalılar özgürlükleriyle gurur duyuyorlar… Keşke onların çoğu salgında hayatta kalma özgürlüğüne sahip olsaydı.” ifadesini kullandı.

BATI DÜNYASI ÇİN’İN KÜRESEL LİDER OLMASINDAN KORKUYOR

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying 6 Ocak’ta, “En temel insan hakkı yaşam hakkıdır ve bu, salgın sırasında sağlıklı ve güvende kalma hakkı ve özgürlüğü anlamına geliyor.” dedi. Fakat Batı bunu her zaman reddetti ve sebebi çok basit. Batı salgın sırasında sözde insan haklarını savunurken, yüz binlerce masum yaşamı kurban etti. 

Ölümcül koronavirüsün ilk olarak ortaya çıkmasından bu yana bir yıl geçti. Ancak Batı virüsle ilgilenme konusundaki beceriksizliği yüzünden insani bir felakete saplandı kaldı. Bununla birlikte Batılı medya kuruluşları, Batı’daki ciddi insan hakları ihlalleri konusunda çifte standartlı dalavereyi kullanmaya çalışıyor. Bu içler acısı bir durum.

İnsan hakları nedir? Batı özünü bilecek kadar çifte standartlı söyleme çok fazla müsamaha gösteriyor.  Batı medyasının görüşüne göre, insanlar Covid-19 yüzünden ölseler ve aşı dağıtımı bir karışıklık içinde olsa bile, Batı sözde özgürlüğü -Batı’nın onayladığı insan hakları özünde- vurguladığı sürece, ahlaki üstünlüğü güvenceye alınabilir. Dolayısıyla, insanları, Batı’nın onayladığı insan haklarını ihlal eden her şeyin kötü ve insanlara zarar verdiğini ikna etme teşebbüsünde bulunuyorlar.

Bu Batılı hükümetlerin, halklarının zihinlerine soktuklarıyla uyumlu olarak gidiyor. Bhakal, birçok Batılının “istedikleri herhangi bir şeye inanma özgürlüğünden gurur duyduğunu” yazdı. Bu tam da Batılı siyasetçilerin ve medyanın istediği bir durum. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua, “Onlar insan haklarına gerçekten inanıyorlar gibi konuşuyorlar, ancak onların eylemleri insan haklarını gülünç hale sokuyor ve alay konusu yapıyor.” ifadesini kullandı.

BATILI BAKIŞ AÇISI GELENEKSEL ÇİFTE STANDART ANLATILARINA BAĞLI KALDI

Batı, “istisnailiğini” geliştirmek ve dünyadaki baskın konumunu sürdürmek için neredeyse her yerde çifte standart uyguluyor. Batılı hükümetler, CGTN’nin makalesinde bahsedildiği gibi halklarını, “kontrol altında tutmak ve iç sorunlardan dikkatlerini başka yöne çevirmeye” yardımcı olmak için bu tür adımlardan içeride yararlanıyor. Bu tür bir yaklaşım, kendi ayağına sıkmaya benziyor. Bununla derinden ilgilenen Batı’nın, gerçekten insan haklarını korumayı övünerek göstermesi için bir yol yok. Fakat, Batılı olmayan ülkelere özellikle Çin’e saldırmak gibi siyasi amaçlar için Batı, çifte standartlı yaklaşımını uç noktalara itme çabalarını yoğunlaştırdı.

Bununla birlikte, salgın, Batı’nın çirkin yüzünü gösteren bir aynadır. Batı’nın, Çin ile ilgili konulardaki çifte standart uygulaması, Çin’in barışçıl yükselişi karşısında güven eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu tür bir güvensizlik Batı’nın gerilemesinden ortaya çıkmaktadır ve Batı çifte standartlı uygulamalarında daha da ileri gittiği sürece hiçbir zaman geriye dönmeyecektir.

ABD öncülüğündeki Batı dünyası, Çin’in, küresel olarak onların liderliğini devralacağından korkuyor, ama yararlı bir şekilde rekabet etmenin yolunu öğrenme konusunda gönülsüz davranıyor. Aksine onlar, Çin’e iftira atmak ve baskı kurmak için kaba yöntemlere başvuruyorlar. Bununla birlikte onların çifte standartlı söylemleri daha gürültülü olursa, Batı’nın gerilemesi de o kadar açık olarak görülecektir.