Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avustralya’daki bazı çevrelerin Xinjiang meselesiyle ilgili açıklama ve girişimlerine tepki gösterildi.
Basına yansıyan haberlere göre, Kanada Dışişleri Bakanı yakın tarihte yaptığı bir konuşmada, Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları durumundan büyük kaygı duyduklarını söyledi.
Kanada’daki muhafazakâr parti de hükümetin Çin hükümetinin Xinjiang’daki eylemlerini “soykırım” olarak tanımasını istedi.
ABD’deki bazı Kongre üyeleri de Temsilciler Meclisi’ne Uygurların Zorla Çalıştırılmasını Önleme Yasa Tasarısı’na dair değişiklikleri yeniden sundu. Bunun dışında, Avustralya Dışişleri Bakanı Marise Payne de yakın tarihte yaptığı bir açıklamada, Çin’i Birleşmiş Milletler’den (BM) yüksek komiserlerin de aralarında bulunduğu gözlemcileri Xinjiang’ı sınırsız şekilde ziyaret etmelerine izin vermeye çağırdı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, dün düzenlenen olağan basın toplantısında söz konusu haberleri değerlendirdi.
Hua, son zamanlarda Kanada, ABD ve Avustralya’daki bazı çevrelerin Xinjiang meselesi hakkında sürekli yalanlar ürettiğine dikkat çekti.
Xinjiang’ın gerçek durumu hakkında Çin’in çeşitli yollarla detaylı bilgiler verdiğini, ancak maalesef söz konusu çevrelerin belli ki bunları dinleme niyetinde olmadığına işaret eden Hua Chunying, “Sözde ‘soykırım’ veya ‘zorla çalıştırma’ gibi iddialar yüzde yüz yalan. Bu, Kanada, ABD ve Avustralya gibi Batılı ülkelerdeki bazı siyasetçiler, uzmanlar ve medya kuruluşları tarafından yaratılan bir saçmalık. Bu insanlar, Xinjiang’a hiç gitmediler, Xinjiang’ın güzelliklerini hiç görmediler. Geçtiğimiz 40 yıl boyunca, Xinjiang’da yaşayan Uygurların nüfusu iki katına çıktı. Böyle bir ‘soykırım’ görülmüş mü? Xinjiang’da yaşayan etnik grupların da kendi ülkelerindeki azınlıklar gibi yoksulluk, işsizlik ve ayrımcılık altında yaşamak zorunda olduklarını düşünüyorlar. Xinjiang’daki etnik azınlıklara mensup vatandaşların kendi isteklerine göre iş seçme, istihdam fırsatlarından eşit bir şekilde faydalanma ve kendi emekleriyle daha güzel bir yaşam yaratma hakkı yok mu? Şunu gördük ki, Çin’in parası RMB banknotlarının üzerinde Uygurca da yazılı. Bu, Çin’de yaşayan bütün etnik grupların eşit olduğunun kanıtı değil mi? Bu siyasetçiler Xinjiang’daki gerçek durumu hakikaten öğrenmek istiyorlarsa Xinjiang’a gelmelerini olumlu karşılıyoruz. Ancak sözde suçluluk karinesi taşıyan soruşturmalara kesinlikle karşıyız.” dedi.
Hua Chunying, “Soykırım, Kanada, ABD ve Avustralya gibi ülkelerde yaşanmış bir olgudur. 1970’li yıllarda, Kanada hükümeti, yerli halkın asimilasyonunu resmî gündemine koydu ve yerlilerin öldürülmesini alenen teşvik etti. ABD’nin kurulmasından sonraki yaklaşık yüz yıllık süreçte, “Batıya Hareket” yoluyla Kızılderililer büyük ölçüde yerlerinden edilip katledildi. Son yıllarda ABD, sözde terörle mücadele ve insan hakları bahaneleriyle Irak, Suriye, Libya ve Afganistan gibi ülkelerde savaşları kışkırttı, on binlerce masum insanın hayatlarını kaybetmesi veya yaralanmasına neden oldu. Bu mağdur ülkelerin hepsi Müslüman ülkeleri. Avustralya’da belli bir süredir yürütülen “Beyaz Avustralya Politikası”nı hepimiz biliyoruz. Avustralya’daki Aborjinleri yok etmeyi hedefleyen bu politika sonucu, 100 bin çocuk ailelerinden zorla ayrıldı. Bu ülkelerde yaşayan azınlıkların trajedilerle dolu tarihini söz konusu siyasetçiler nasıl değerlendirecekler, kınayacaklar mı acaba?” diye konuştu.
Hua Chunying, “Kanada, ABD ve Avustralya’daki bazı çevrelerin Xinjiang hakkında sürekli yalanlar uydurması ve yaymasının ardındaki asıl amaç, insan hakları bahanesiyle Çin’in iç işlerine müdahale ederek, Çin’in güvenliğini ve istikrarını bozmak, Çin’in gelişme adımlarını engellemektir. Tüm bu komplolar suya düşecek. Bu çevreleri, ilgilerini kendi halklarına, kendi ülkelerindeki mevcut sorunlara çevirmeye çağırıyorum. Çin’in çıkarlarına zarar verme konusunda ısrar etmeyi sürdürürlerse Çin’in kararlı ve gerekli tepkileriyle karşılaşacaklar.” ifadelerini kullandı.
Benzer Haberler





