China Daily / Da Hsuan Feng & Haiming Liang
Joe Biden’ın Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlığı görevini devralmasıyla birlikte dünya Çin-ABD ilişkilerine odaklandı. Bununla birlikte uzmanların görüşlerine aldırmadan dünyanın, özellikle ABD’nin, Covid-19 salgınının etkilerinin üstesinden gelmek için Çin ile çalışması gerektiği gerçeğini aşağıdaki rakamlar teyit etmektedir.
316,9 MİLYAR DOLAR VE 1,2 TRİLYON DOLAR
Eski ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin Çin ile dış ticaret açığını azaltma ve Çin’de faaliyet gösteren Amerikan şirketlerini ABD’ye “yeniden getirmeye” destek olma umuduyla Çin’e karşı bir ticaret savaşı başlattı. Yine de Çin’in 2020 yılında ticaret fazlası yüzde 7,1 artışla 316,9 milyar dolara çıktı.
Ayrıca 2020 yılında, Çin-ABD ticaret savaşının Çin ve ABD Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’larını (GSYİH) sırasıyla yüzde 0,3 ve yüzde 0,08 düşürmesine rağmen, ABD’li yatırımcılar -ABD Hazine Bakanlığı resmi verisinde belirtilen seviyeden beş kat fazla- Çin hisse senedi ve borçlanma senetlerine 1,2 trilyon dolar yatırdı.
Bu, ticaret savaşının sürmesi halinde her iki ülkenin de bundan zarar göreceğini gösteriyor, bu yüzden Biden yönetimi bu durumdan çıkmanın yolunu bulmayı yüksek öncelik haline getirmelidir.
Tabii ki Biden yönetiminin, ABD ekonomisini canlandırmak ve Amerikan halkının gelirini artırmak için ilk olarak salgını kontrol etmesi gerekmektedir. 40 yıl önce Amerikalı orta sınıfın ortalama saatlik geliri 9,17 dolardı. Bugün ise 9,03 dolar. Orta sınıf ABD nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturuyor ve genellikle seçimlerin sonuçlarını belirliyor. Bu yüzden, 27,76 trilyon dolar borçla karşı karşıya olmasına rağmen Biden yönetimi, Amerikalı orta sınıfa sorunlarını aşmasına yardım etmek için 1,9 trilyon dolar tutarında bir teşvik paketi açıkladı.
Bununla birlikte Biden yönetimi, ticaret savaşını sona erdirmek yerine Çin politikasına “stratejik sabırla” yaklaşacağını söyledi, bu ABD yönetiminin, Trump’ın bilim ve teknoloji iş birliğini kısıtlama ile Çinli bireylere ve şirketlere yönelik yaptırım uygulama politikasını sürdürebileceğine işaret ediyor.
2020 yılında Biden, “ABD niçin yeniden liderlik etmeli: Trump’tan sonra ABD dış politikasını kurtarmak” başlıklı bir makalede, yenilenmiş bir ABD’nin sadece Batı’ya değil tüm dünyaya liderlik etmesi gerektiğini belirterek, ABD’nin baskın eğilimini yansıttı.
SALGIN NEDENİYLE BİRÇOK ÜLKE SINIR ÖTESİ NAKLİYE FAALİYETLERİNİ ERTELEDİ
Covid-19 salgınının etkisi dikkate alındığında, dünya ABD’nin toparlanmasını ve liderlik yapmasını bekleyemez. Çin-Avrupa Birliği (AB) Kapsamlı Yatırım Anlaşması (CAI) görüşmelerinin tamamlanması ve Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklığı anlaşmasının imzalanmasıyla, AB ülkeleri ile Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’ne (ASEAN) üye 10 ülke, küresel liderlik ihtiyacının karşılanmasını beklemeye “niyetli olmadıklarını” gösterdiler.
Örneğin, son tahminlere göre, AB’nin GSYİH’si 2020 yılında muhtemelen yüzde 8,3 oranında daralacak ve normalleşmenin, 2022 yılının sonundan önce geri dönmesi mümkün değil. Bu yüzden AB, Biden yönetiminin politikalarına karşı çıkma pahasına Çin ile ortaklık yaparak ekonomisini canlandırma eğiliminde.
Kuşak ve Yol İnisiyatifi içinde yer alan ülkeler de bekleyemez. Salgın, birçok ülkeyi seyahatlerini ve sınır ötesi nakliye faaliyetlerini ertelemeye zorladı, ancak buna rağmen 2020 yılında yaklaşık 12 bin 400 tren Çin kentlerinden Avrupa kentlerinde giderek, Avrupa, Orta Asya, Doğu Asya ve Güneydoğu Asya arasında yeni bir deniz-kara ulaşım ağı oluşturdu. Böylece, Çin-Avrupa Demir Yolu Ekspresi, Çin’e, Kuşak ve Yol İnisiyatifi ülkeleriyle iş birliğini güçlendirmek bakımından ABD karşısında önemli avantaj sağladı.
2020 yılında Çin sadece, GSYİH’si pozitif büyüme sağlayan tek büyük ekonomi olmakla kalmadı, aynı zamanda ülkenin toplam ekonomik hacmi 100 trilyon yuanı (15,46 trilyon dolar) geçti. Çin şimdi Trans-Pasifik Ortaklığı Kapsamlı ve Aşamalı Geçiş Anlaşması’na (CPTPP) katılmayı düşünerek, daha fazla gelişme için sadece ABD yerine daha geniş bir dünyaya odaklanacak gibi görünüyor.
Ayrıca Çin, Washington yönetiminin, Çin Dışişleri Bakanlığından bazı yetkilileri de kapsayan farklı Çinli yetkililere yaptırım uygulama kararına karşılık olarak, eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun da aralarında bulunduğu 28 Amerikalı yetkiliye yaptırım uygulama gerçeğinden de anlaşılacağı üzere daha ileriye etkili önlemler alıyor.
ÇİN DÜNYANIN İKİNCİ BÜYÜK EKONOMİSİ
Çin’in bu adımı, ABD’li yetkililerin, Çinli yetkililere ve işletmelere gereksiz yaptırımlar uygulamanın sonuçlarını anlamalarına yardımcı olmalı ve İngiltere, Avustralya, Kanada ile diğer ülkelerin yetkililerine ABD örneğini zorla takip etmemeleri için açık uyarı olmalıdır.
Bununla birlikte Çin ve ABD’nin, örneğin iklim değişikliği, salgını önleme, kamu sağlığı ve nükleer silahların yayılmasını önleme gibi alanlarda iş birliği yapması için büyük bir alan var. Diğer iş birliği alanı kültür, özellikle filmler. 2020 yılında Çin’in gişe geliri 20 milyar yuan ile ABD’yi geçti. Bu Çin’i dünyanın en büyük ve en hızlı büyüyen film piyasası yapıyor. ABD ve Çin şirketleri, Çin’in büyük film piyasasının tam potansiyelinden faydalanmak için birlikte çalışırlarsa, büyük kar elde edebilirler.
Birleşmiş Milletlerin (BM) son verisi, 2020 yılında Çin’e yabancı doğrudan yatırımın (FDI) yüzde 4 artarak, 163 milyar dolarla rekor seviyeye çıktığını gösterdi. İlk kez Çin FDI bakımından ABD’yi geçti. Biden yönetimi, Trump yönetiminin ekonomik bağlaşımı kesme gündemini terk ederse ve ABD şirketlerinin Çin’de yatırım yapmalarına izin verirse, Amerikan şirketleri Çin’in gelişmesinin faydalarından büyük bir parçayı alabilir.
Çin, dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve Covid-19 salgınının küresel ekonomiye büyük bir darbe vurduğu yıl olan geçen yılda pozitif büyümeyi sağlayan tek büyük ekonomi. Bu Çin’in, acil durumlarla nasıl başa çıkacağını öğrendiği anlamına geliyor. Ayrıca Çin’in, diğer ülkelere ekonomik sorunlardan kaçınması ve küresel endüstriyel ile tedarik zincirlerinin sürmesine yardım edebileceği anlamına da geliyor. Dünyanın her tarafındaki diğer ülkelere gelince, o ülkeler, salgını topluca kontrol altına almak ve küresel ekonomiyi desteklemeye olanak sağlayan bir ortam yaratmak için ellerini birleştirmelidir.
Benzer Haberler





