CGTN / Cömert Otorbayev (Eski Kırgızistan Dışışleri Bakanı, Beijing Normal Üniversitesi Kuşak Yol Okulu’nun seçkin bir profesörü ve Nizami Gencevi Uluslararası Merkezi’nin üyesi)
Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 9 Ağustos’ta, “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilimlerin Temeli” başlıklı bir raporun sunumuna ev sahipliği yaptı. Aynı gün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri General Antonio Guterres raporun mesajının “insanlık için kırmızı alarm kodundan” farksız olduğunu söyledi. Guterres “Alarm zilleri kulakları sağır ediyor ve kanıtlar inkâr edilemez.” dedi.
Bazı ülkelerin hükümetlerinin iklim değişikliği ile ilgili aldığı pratik önlemlerle ilgili neler oluyor? Samimi olmak gerekirse, fazla bir şey olmuyor. Şimdiye kadar mantıklı adımlar atan bu hareketin liderleri asıl olarak Avrupa Birliği (AB) ve Çin. Bu yazıda, AB’deki iklim değişikliği planlaması konusunda pratik reformları anlatacağız.
Avrupa Komisyonu 14 Temmuz’da AB şirketlerinin ve hanelerinin karbondioksit salımlarını kısa dönemde önemli ölçüde düşürmeyi amaçlayan kapsamlı bir önlemler paketi açıkladı. Bu önlemlerin amacı 2030’da karbondioksiti yüzde 55 düşürmek ve 2050’de karbon nötre ulaşmak. Avrupa Yeşil Anlaşması bütün bir girişimler paketi olduğu için, biz sadece bunun kilit birkaç maddesine değineceğiz.
AB otomobillerde kullanılan içten yanmalı motorların kullanımına son verilmesinin hızlandırılmasını önerdi. 2035’ten itibaren kayıt olan otomobiller çevre dostu olmak zorunda. AB 10 yıl içinde, kamu ve özel yatırımları yoluyla, elektrikli motorlar ve bunların altyapısını geliştirmek için 40 milyar Euro kadar yatırım yapılmasını planladı. Örneğin, büyük otobanlarda yeniden şarj zorunlu hale gelecek, yani her 60 km’de bir elektrik şarj istasyonu ve hidrojen şarjı için her 150 km’de bir istasyon. Avrupa ekonomisinin her sektörü karbondioksit salımları ticareti mekanizmasına tabi olacak.
AB 2023’te yerel ve yabancı çelik, çimento, gübre ve alüminyum nakliyesine özel karbon vergileri koymak istiyor. Enerji düzenlemeleri yönergesi de yeni vergilendirmeler öneriyor. 2023’ten başlayarak karbon ayak izi vergilendirmesi planı test modunda çalışmaya başlayacak ve vergi toplama tamamen başlamadan önce üreticiler için üç yıllık bir geçiş dönemine izin verilecek. 2035’te AB toprak kullanımı ve ormancılık ile tarım sektörlerinde karbon nötre ulaşmak için çalışacak. AB 2030’a kadar bütün Avrupa’da 3 milyar ağaç dikmek için bir plan geliştiriyor.
HEDEF 2050’DE “KARBON NÖTRE” ULAŞMAK
Bütün bu önlemlerin düzenleyici mekanizması AB dışındaki üreticiler için karbon salımı ücretleri koymayı düşünürken, “karbon kaçağına” neden olmaması gerekir. Yönergede 2030’da üretilen enerjinin yüzde 40’ının yenilenebilir kaynaklardan elde edileceğini belirtiyor. Yenilenebilir enerji önemli, çünkü Avrupa’daki enerji üretim ve kullanımı zararlı salımların yüzde 70’inden sorumlu.
Bu cesur önlemlerin işe yarayıp yaramayacağı gelecek için hayati bir soru. Avrupa, merkezi olarak Brüksel’den kontrol edilen korumacı ve izolasyon yanlısı bir ekonomik sistem haline geliyor. Yeni çevreci önlemlerin Avrupa sanayiini diz çöktürerek ve rekabetçiliğini yok etme riski yaratarak, büyük ihtimalle Avrupalıların hayat standartlarını olumsuz yönde etkileyeceğine şüphe yok. Yasaların yazarları doğru yönde bazı belirleyici adımlar attı. Ancak, bazı siyasetçiler ve uzmanlar çoktan birçok yanlış hesaplama tespit etti. Eleştirmenler asıl sorunun AB’nin henüz faaliyetlerini Paris Anlaşması’nın diğer imzacıları ile koordine edememesi olduğunu belirtiyorlar. Paris Anlaşması’nın yaklaşık 200 imzacısının aşağı yukarı yüzde 70’i karbondioksit salım hedeflerini belirlemedi.
Komisyonun önerdiği dış ticaret düzenleme çerçevesinin karbon sızıntılarını önleyeceğine inancı temelsiz, eğer saf değilse. Örneğin, AB ithalatlarının karbondioksit içeriğini vergilendirebilse bile artık kullanmadığı yakıtın, dünyanın başka bölgelerinde kullanılmasını önlemesinin hiçbir yolu yok. AB şimdiye kadar alınıp satılan malların karbon içeriği ile bağlantılı karbon sızıntısının çok az detayına dikkat gösteriyor ve yakıtın kendisinin satışıyla gerçekleşen doğrudan sızıntıyı göz ardı ediyor.
Avrupa Parlamentosu’nun Polonyalı üyesi Anna Zalewska Avrupa Komisyonu’nun önerdiği önlemlerin vatandaşlar ve hükümetlere pahalıya patlayabileceği uyarısında bulundu. Zalewska “Kabul edilen belge hayal kırıcı. Uygulanması için şu anda para yok. Uygun bir finansman olmadan, herkes için adil sonuçlara ulaşmak mümkün olmayacak.” dedi.
İddialı bir AB iklim girişimi Avrupa’yı bir ticaret kalesine dönüştürebilir. Bütün bu tür reformların önemi ve alakası bakımından, tek taraflı AB önlemleri çevreci korumacılığı ilerletecek ve dünyadaki diğer bölgelere kirli, ama daha ucuz enerji kullanarak kalkınma fırsatı verecek. Çin, Hindistan ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi ülkeler olmadan, Paris Anlaşması’nın diğer imzacılarının çoğu AB’yi öncü çabalarında takip etmeyecektir. Eğer Avrupa diğer küresel aktörleri iş birliği yapmaya ikna edemezse, sonuçta kendisini yeni bir tek üyeli iklim kulübünde bulabilir.
Benzer Haberler





