CGTN / Andrew Korybko

Uluslararası ilişkiler düşüncesinin yapısal gerçekçi okulunun küresel çapta saygın öncüsü Professor John Mearsheimer, bu hafta “Afkar-e-Taza ThinkFest” etkinliği sırasında video aracılığıyla Pakistanlı gazeteci Ejaz Haider ile yaptığı görüşmede, “Niçin Çin ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında Soğuk Savaş Kaçınılmaz” görüşüyle ilgili açıklamalarda bulundu. Onun ana fikri, modern uluslararası ilişkilerin anarşik ve güce dayalı yapısı Çin ile ABD arasında yeni bir soğuk savaşı kaçınılmaz kıldığı yönündedir. Mearsheimer’e göre, bunun başlıca nedeni, Çin’in, ABD’nin Asya’daki mevcut hegemonyasıyla çatışan askeri araçlar yoluyla dâhil olmak üzere Asya’da hegemonya kurma arzularıdır.

Bu ünlü uzman, öngörülerini ve bununla ilgili diğerlerini destekleyen teorik temellerini dile getirmede çok açık, özlü ve nazikti, ancak bu analizde, onun görüşlerinin birkaç içsel eksiklik yüzünden tam olarak doğru olmadığı ele alınacaktır. Bunlardan en önemlisi, yapısal gerçekliktir, ABD’nin Çin’e yönelik modern stratejisini ikna edici şekilde tanımlarken, Çin’in, büyük ölçüde Batı kökenli uluslararası ilişkiler teorisinin aynı ilkelerine göre göre işlediğini farz etmektedir. Çin’in, sonunda Profesör Mearsheimer’ın kullandığı modele göre tepki vermeye zorunlu olduğu iddia edilebilir, fakat ülke onun güçlü şekilde kastettiği gibi bilinçli olarak bu ilkelere göre hareket etmiyor.

Çin hükümetinin temsilcileri ve onların resmi dış politika belgeleri, ülkelerinin uluslararası ilişkilere bakışını belirlemek için uzun yıllar boyunca büyük çaba sarf etti. Teorik terimlerle, ticaret yoluyla karmaşık karşılıklı bağımlılığı destekleyen neoliberal olanı, Profesör Mearsheimer’ın atfettiği yapısal gerçeklikten daha çok benziyor, ancak Çin bunu ABD’nin “Asya’ya Dönüş” stratejisi gibi aynı güce dayalı güdüleri nedeniyle yapıyor değil. Çin’in durumu tamamen savunma amaçlıdır ve bulunduğu bölgeyi korumak için tasarlanmıştır.

ÇİN İLE RUSYA KAPSAMLI STRATEJİK ORTAKLARDIR

Profesör Mearsheimer’ın ikinci ciddi eksikliği, Çin’in, kendi tanımladığı gibi uluslararası sistemi “yeniden gözden geçirmeye” çalışmak yerine ABD’nin egemenliğine boyun eğmesi yönündeki önerisidir. Onun görüşüne göre, Çin, askeri modernleşme programlarına yatırım yapmaksızın ABD ile olan karmaşık ekonomik karşılıklı bağımlılığından kâr etmeye devam edebilir ve bu yüzden ABD’yi, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yapmaya çalıştığı gibi kontrol altına alması ya da hatta tesirsiz hale getirmesi için kışkırtıyor. Profesör Mearsheimer ayrıca, ABD Başkanı Joe Biden’ın aynı nedenden bu politikayı sürdüreceğini, ama selefine nazaran daha fazla çok taraflı olacağını tahmin ediyor. Bu bakış açısı, bu senaryoda ABD’nin Çin’i tehdit etmediğini ve iki ülkenin süresiz olarak ticaretten karşılıklı faydalanmaya devam edeceğini farz ediyor. 

Bu tahminin sorunu, doğası gereği geleneksel olmayan hibrid ya da dördüncü ve beşinci nesil savaş tehditlerine genellikle çok az dikkat kesilen tipik yapısal gerçekçilerdir. Ayrıca, küresel egemenliğin, ikinci sınıf ortakların pahasına faydalarını maksimize etmeyi sürdürme arzusunu ciddiye almıyor, özellikle Amerikan kapitalizminin arkasındaki itici güç söz konusu olduğunda durum budur. Uygulamada, bu tehditler kendilerini, daha az önemli konumlarını daha fazla kurumsallaştırmak amacıyla tasarlanmış tek taraflı tavizleri üstlenmesi için tarifeler, yaptırımlar ve renkli devrimler yoluyla hedef alınan devletlere baskı yapmayı amaçlayan ekonomik ve bilgi savaşı olarak ortaya çıkarır. Çin, bu tür tehditler karşısında asla savunmasız kalmayacaktır.

Profesör Mearsheimer, güya kaçınılmaz bir soğuk savaş konusundaki tahminiyle bağlantılı olarak,  Rusya’nın önünde sonunda “taraf değiştireceğini” ve Çin’i “dengelemek” için ABD’ye katılacağını, çünkü Çin’in, Rusya için ABD’den daha fazla tehdit oluşturduğunu iddia etti. Profesör Mearsheimer, ABD’yi, Moskova ile ilişkileri gereksiz yere bozmakla ve bu yüzden bu olasılığı süresiz olarak ertelemekle suçluyor. Bazı nesnel olarak var olan gerçekler onun tahminlerinin yanlış olduğunu kanıtlamaktadır. Çin ile Rusya, kapsamlı stratejik ortaklardır ve iki ülkenin dışında kalan gerçek tehditlerle başa çıkmaktan alıkoyabilecek geniş ortak sınırları boyunca, aralarında bir güvenlik çıkmazını kışkırtmak gibi bir istekleri söz konusu değildir. Çin ile Rusya’nın yakın askeri, ekonomik ve kurumsal iş birliği bunu doğrulamaktadır.

HER ŞEY PROFESÖR MEARSHEIMER’IN İDDİALARINDAN ÇOK DAHA KARMAŞIK

Aynısı, Profesör Mearsheimer’ın, Hindistan’ın Çin’e karşı ABD’nin yanında yer alacağı tahminiyle ilgili de söylenebilir. Temel iddiası kesinlikle zorlayıcı olsa bile, Çin ve Hindistan’ın yakında Gerçek Kontrol Hattı (LAC) boyunca eş zamanlı olarak geri çekilme anlaşmasını, Rusya’nın yanı sıra Çin ve Hindistan’ın BRICS’deki üyeliklerini, Shanghai İş Birliği Örgütü’nü (SCO) ve özellikle Rusya-Hindistan-Çin (RIC) formatını göz önüne almıyor. Profesör Mearsheimer’ın yapısal gerçekçi bakış açısı, niçin Çin’in komşularının, dünyanın en büyük ticaret bloku, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklığı (RCEP) anlaşmasını imzaladığını açıklamakta da başarısız oluyor, onun, bu ülkelerin birçoğunun ABD önderliğinde Çin karşıtı “dengeleme koalisyonuna” katılacağını tahmin etmesine rağmen durumu açıklayamıyor. Açıkçası, her şey Profesör Mearsheimer’ın iddialarından çok daha karmaşık.

Profesör Mearsheimer’ın görüşü dikkate alınmaya değer, ancak bu analizdeki karşı fikirler de öyledir. Çin’e karşı, Rusya, Hindistan ve RCEP konularında iddia edildiği gibi, karmaşık ekonomik karşılıklı bağımlılığın, devletler arasındaki yapısal gerçekçilikten esinlenen çatışma potansiyelini azaltmasına ilişkin liberal etkili gözlemler daha fazla araştırılmayı hak ediyor, her ne kadar ekonomik iş birliği ve güvenlik rekabetindeki mevcut yükselişi Birinci Dünya Savaşı öncesi koşullarla karşılaştırmada güçlü bir noktaya değinmiş de olsa.

Profesör Mearsheimer’ın 2001 yılında yayınlanan kitabında adlandırdığı gibi, “Büyük Güç Politikasının Tradejisi”nden kaçınmak için, Çin gibi bazı ülkelerin, uluslararası ilişkilerin yapısal gerçekçilik yaklaşımına göre hareket etmediğini kabul etmek önemlidir.