CGTN / Danil Bochkov

Rusya’da 2-5 Haziran’da düzenlenen Saint Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu (SPIEF), esasen Rusya’nın ekonomik başarılarını sergilemeye ve ülkenin ekonomik sisteminin kendine has özellikleri yoluyla küresel işletmelerinin yatırımlarını çekmeye adanmıştır. Rus siyasetçiler, etkinliği koronavirüs salgını sonrası en büyük buluşma ve “ekonominin ve sosyal yaşamın canlanmasının” sembolü olarak değerlendirdi.

Küresel salgın, önemli konuşmacıların bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı yeni gerçeklikleri kabul etmesiyle tartışmaların tonunu biçimlendirdi. Bu süreçte devletin sağladığı daha fazla sosyal yardımlarla ilgili güçlü kamu beklentileriyle ekonomik faaliyetlere hükümetin dâhil olması artıyor. CNN sunucusu Fareed Zakaria ve eski JPMorgan Chase Başkanı Jacob Frenkel, gelecekte, Covid-19 salgınını aşmak için kullanılandan farklı ekonomik müdahaleler gerektirecek yeni salgınlar bekliyorlar.

Yeni önlemler gerekiyor, çünkü sadece parasal genişlemeye başvurmak enflasyona yol açabiliyor ve insanların geliri ile ulusun refahını etkileyebiliyor. Forumda, ekonomiyi düzeltmek için para-kredi politikaları yerine bütçe araçlarını en önemli enstrümanlar olarak gören yeni fikirler ortaya atıldı. Ancak bu, birçok hükümet zaten salgın sırasında bütçe açıklarını artıran harcamalarını yükselttiğinden, spekülatif de olabilir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ekonominin kademeli olarak zor zamanlardan çıktığını söyledi, ancak bazı üst düzey yetkililerin dikkat çektiği gibi, mevcut enflasyon beklentileri son zamanlarda küresel emtia fiyatlarındaki artış yüzünden yükseldiği ve makroekonomik istikrara henüz ulaşılamadığı için toparlanma yavaşlayacak. Bu yüzden Rusya ekonomisinde, yükseliş ve düşüş dinamikleriyle birlikte bazı dalgalanmalar bekleniyor.

KATAR VE RUSYA 65 ANLAŞMA İMZALADI

Uluslararası olarak konferans, Batı’nın artan baskısı karşısında Moskova yönetiminin diğer bölgesel ortaklarıyla iletişime geçtiğini gösteriyor. Katar ve Rusya, toplam değeri 15 milyar dolar olduğu tahmin edilen 65 anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un mart ayında Orta Doğu’da Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Katar’ı ziyaretinden sonra geldi.

Rusya’nın bölgesel ilişkilere artan katılımının gösterdiği gibi, Moskova ve Bahreyn, Covid-19 aşısı Sputnik V’in üretilmesi için bir üretim tesisi inşa edilmesi anlaşması imzalandı. İyi ilişkiler sergileyen Katar yetkilileri, Rusya’nın koronavirüs aşılarının üretimi ve dağıtımındaki rolünü övdüler.

“Aşı diplomasisi”nin ayrıca moda sözcük haline geldiği forumun üçüncü gününde Putin, Covid-19 aşıları konusunda uygulanan siyasi amaçlı kısıtlamaların saçma olduğunu söyledi. Aynı zamanda, aşı dağıtımında gelişmiş ülkelerin diğer ülkelere sınırlı destek vermesini eleştiren Putin, yardımın şimdiye kadar “çok küçük” kaldığını vurguladı.

Putin, yabancıların Rusya’ya gelmesinden ve hükümetin planladığı ücretli aşılama programı yoluyla aşı olmasından memnun olduğunu da söyledi. Bu, Moskova yönetiminin, kendisini sorumlu bir küresel paydaş gibi gösterme niyetini ve aşı dağıtımını küresel kamu yararı olarak teşvik eden Çin ile dünya işlerinde ortak pozisyon alma tavrını gösteriyor. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile mart ayında yaptığı görüşmede söylediği gibi, bütün ülkelere jeopolitik hesaplar değil, insanlığı düşünmeleri rehberlik etmelidir.

Putin aynı zamanda, farklılıklarına rağmen Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) çıkarlarının örtüştüğüne işaret etti. Bu tür yapıcı bir söylem, bu iki ülkenin jeopolitik çıkarlarını daha iyi anlamasının işareti olabilir ve 16 Haziran’da yapılacak Putin-ABD Başkanı Joe Biden toplantısı sırasında duymaya hazır olduğumuz bir söylem anlamına gelebilir.

MOSKOVA YÖNETİMİ, BATI İLE İLİŞKİLERİNDEKİ OLUMSUZ TUTUMUNU DÜZELTMEK İSTİYOR

ABD ile Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik söylemin yumuşamasıyla ve Avusturya başbakanının foruma davet edilmesiyle, Moskova yönetimi, Batı ile ilişkilerindeki olumsuz tutumunu yavaşça düzeltmek istiyor. Moskova ayrıca, ABD merkezli tesislere Rusya topraklarından yapıldığı savunulan bir dizi bilgisayar korsanlığı saldırısı ve Biden’ın Kuzey Akım 2 doğal gaz projesine yönelik eleştirilerinden sonra 16 Haziran’da yapılacak Putin-Biden zirvesi için işe benzer bir ortam yaratmayı amaçlıyor. 

Koronavirüs salgını sonrası ekonomik canlanmanın yavaş hızı ve birçok makroekonomik belirsizlikle birlikte, Çin-Rusya ikili ticareti Ocak ve Nisan 2021 arasında yüzde 20’lik artış göstermesine rağmen, Çin-Rusya ticaret hacminin, uzmanların belirlediği 120 milyar dolar olan dönüm noktasını geçip geçmeyeceğini tahmin etmek zor. Bu ivmenin devam etmesi için, her iki ülkenin ekonomilerinin güçlü kalkınmaya olarak sağlaması ve son zamanlardaki yavaşlamayı tersine çevirmesi, Çin için zaten geçerli, ancak Rusya için henüz geçerli olmayan güçlü tüketici harcamalarını ve canlı ticaret faaliyetlerini sağlaması gerekiyor.

Putin, forumdaki konuşmasında ayrıca, iklim değişikliği sorununu vurguladı ve Rusya’da birikmiş net sera gazı emisyonlarını Avrupa’ya kıyasla daha az hale getirmeyi vadetti. Çin’in benzer şekilde, 14. Beş Yıllık Plan’da iklim değişikliğini öncelikli hale getirmesiyle, bu konu ikili teknolojik ve bilimsel değişimlerin diğer bir alanı olabilir.

Bu yıl SPIEF’ye küresel çapta düşük katılım olmasına rağmen, konferans, Rusya’nın Covid-19 salgınının yansımalarının üzerinden geldiğini ve ekonomik toparlanmada istikrarlı eğilimin sürmesi halinde küresel ortaklarıyla yeni ekonomik fırsatları keşfetmeye hazır olduğunu gösterdi. Moskova, salgının yol açtığı güçlüklere ve Batı ile olan ilişkilerin yıpranmasına rağmen, karşılıklı çıkar konularında herhangi bir ülkeyle iş birliğini dışlamaksızın kendi gündemini ilerletmeye istekli olduğunu kanıtladı.