“Xinjiang’da insanlar zorla çalıştırılır”, “Uygurlar namaz kılamaz ve hareketleri fabrikada kısıtlanır” gibi iddialara karşı, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nden gelen birkaç temsilci dün Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında yerli ve yabancı gazetecilerle bir araya geldi ve soruları yanıtladı.

“EMEĞİMLE PARA KAZANIYORUM, ‘ZORLA ÇALIŞTIRMA’ İDDİASI NEREDEN ÇIKTI?”

Xinjiang’dan gelen 27 yaşındaki genç Ekber Ablet “zorla çalışma” iddiasına karşı şunları söyledi: “Biz işe giderek kendi yaşamımızı daha güzel hale getiriyoruz. Kimse bizi zorlamadı. Zorlamaya da gerek yok.”

Yüksek meslek okulundan mezun olan Ekber Ablet, çalıştığı fabrikanın istihdam duyurusunu internette görmüş ve bu yem fabrikasıyla emek anlaşmasını imzalamıştır. Mesai dışında eğitim almakta ısrar eden Ekber, artık fabrikanın orta düzeyindeki yöneticilerinden biri oldu. Ekber, kendini “beyaz yakalı” olarak nitelendiriyor.

Ekber Ablet yeni yılda kendine yeni bir hedef de belirledi: “Aksu’da bir apartman satın alacağım ve kız arkadaşıma evlenme teklif edeceğim.”

Bazı bilginler Xinjiang’da etnik gruplarda yüz binlerce kişinin “elle pamuk toplamak zorunda” kaldığını iddia ediyor.  Bu iddiayı ortaya atanlara Kuşarlı çiftçi Bekir Savur bir soru sordu: “Biz işçileri pamuk toplamaya davet ettik, çalışanlar iki ayda 10 bin yuandan fazla gelir elde edebilir. İşe koşarak geliyorlar. Zorlamaya gerek var mı?”

Bekir Savur “kendi arazimizi ekiyoruz, kendi pamuklarımızı topluyoruz, kendi paramızı kazanıyoruz. Çalışma nasıl ‘zorla’ oldu?” ifadesini kullandı.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Tanıtım Ofisi Başkan Yardımcısı Xu Guixiang, Xinjiang’da çalışanların maaş, tatil, güvenlik, sağlık ve sigorta gibi alanlardaki haklarının yasal koruma altında bulunduğunu belirtti. Xu, din, kültür ve dil alanlarındaki hakların da saygıyla karşılanıp korunduğunu ifade etti.

“HAFTA SONU CAMİDE NAMAZ KILARIM. BANA MÜDAHALE EDEN KİMSE YOK”

Jiangxi eyaletinin Nanchang şehrinde bir süre çalışmış olan Yusufcan Yasincan “Uygur çalışanların hareketi kısıtlanıyor” iddiasına “mesai dışında Nanchang’daki camide namaz kılırdım. Müslüman meslektaşlarım da beraber gelirler. Bize müdahale eden kimse yok” şeklinde konuşarak yanıt verdi.

Yusufcan Yasincan Nanchang’daki çalışma geçmişini hatırlarken, “haftasonu meslektaşlarımla birlikte alışveriş yapmaya veya sinemaya giderdik. Tatilde geziye çıkardık veya memleketime giderdik. Yolculuk masrafı şirket tarafından karşılanırdı” dedi. Yusufcan Yasincan’ın maaşı bir süre sonra 4500 yuandan 5500 yuana yükseldi. Ağustos 2019’da eve dönen Yusufcan, babasıyla birlikte kendi şirketini kurarak dekorasyon işine girdi.

Karakaş ilçesi Çinebağ Sokağı Konaşehir Camii İmamı Memet Memetemin de “Xinjiang’da din özgürlüğü kısıtlanıyor” iddiasına karşı kendi deneyimini paylaştı. Memet 2018 yılında Xinjiang İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu ve cami imamı oldu. İmam Memet, “hergün beş vakit namaz kılarız, cuma namazımızı aksatmayız, Nevruz ve Kurban sıralarında ibadet ederiz. Camime çevrede oturan Müslümanlar gelir. Oruç tutup tutmamak kişinin kendi iradesine bağlıdır ve kimse engellenmez.” dedi.

İmam Memet, “Ayakkabının rahat olup olmadığını ayak bilir” ifadesini kullanarak “Xinjiang’da din çevresi ve Müslümanlar kendi dini durumunu başkalarından daha iyi biliyor.” dedi.

“MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ BENİ UÇURUMUN KENARINDAN ALDI”

Nurimangül Ubulkasim Mesleki Eğitim Merkezi’nden mezun olduktan sonra Hotan’ın Hotan ilçesine bağlı köyünde kadın işleri koodinatörlüğünü yapıyor. Köydeki kızlar ve kadınlar her zorluk karşısında saygı duydukları Nurimangül Ubulkasim’e çözüm bulmak için gelir. Nurimangül de bu çalışmalardan büyük gurur duyuyor.

Nurimangül Ubulkasim kendi ifadesiyle “deli” olduğu gibi bir dönemi de yaşadı. Nurimangül, “birkaç kişiyle tanıştım. Benim beynimi aşırı dincilikle yıkadılar” dedi. Nurimangül, eski zamanını tekrar hatırlayarak şunları söyledi: “Kuzenimi bir düğünde dans ederken gördüm. Dans etmemesi için onu tokatladım. O dönemde benim tepkilerimden ablalarım korkuyordu.” açıklamasını yaptı.

Nurimangül “mesleki eğitim merkezi beni uçurumun kenarından aldı” dedi. Mesleki eğitim merkezinin öğrencileri “ezdiği” yönündeki yalanlara kızdığını söyleyen Nurimangül, “mesleki eğitim merkezine gelmeyenler ve de öğrencilerle yüz yüze görüşmeyenler bu iddiaları nasıl yayıyorlar? Çok komik” dedi.

Sadircan Sabir de Nurimangül olduğu gibi mesleki eğitim merkezine ilişkin yalanları duymaktan çok sinirlendiğini söyledi. Sadircan mesleki eğitim merkezinden mezun olduktan sonra bir catering şirketinde çalışmaya başladı ve teknik görevden yönetici pozisyonuna yükselerek şirketin genel müdür yardımcısı oldu. Sadircan “gelirim artıkça ailemin yaşam koşulları da gün geçtikçe düzeliyor.” diye konuştu.

“Mesleki eğitim merkezinde eğitim almasaydım, bugünüm olamayacaktı. ‘Kamp’ ‘cezaevi’ ‘zulüm’ falan gibi tanımlar tamamen asılsız. Hayatımız iyi mi, kötü mü gelip görsünler.” dedi.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Belediyesi Sözcüsü Elican Anayit “BM dâhil olmak üzere uluslararası kuruluşların faydalı çabalarımızı daha yakında anlamalarını ve özetlemelerini bekliyoruz. Uluslararası toplumda terörle mücadele ve aşırı dinciliği giderme çalışmalarına katkıda bulunmaya hazırız.” dedi. Sözcü aynı zamanda “ön yargıyla Xinjiang’da sözde ‘kanıtlamak’ veya ‘suçluluk karinesi araştırma’ yaparak Çin’in içişlerine ve Xinjiang’ın gelişmesine karışma girişimlerini asla kabul etmeyeceğiz.” dedi.