CGTN / Freddie Reidy

Komplo teorilerinin üreme zemini, tarihteki önemli olaylara aynı derecede önemli güçlerin neden olması gerektiği inancı bağlamında her zaman neden ile sonuç arasındaki bir eşitsizlikle yaratılır. Covid-19 salgını, kökenleri hakkında çeşitli komplo teorilerinin üretilmesine neden oldu ve 9 Şubat’ta bu teoriler Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından reddedildi.

Koronavirüsün kökenini araştıran DSÖ-Çin ortak ekibinin bir üyesi olan Peter Ben Embarek, ekibin Covid-19 salgınının Wuhan Viroloji Enstitüsü’nden (WIV) kaynaklandığının “son derece düşük bir ihtimal” olduğuna inandığını söyledi.

Küresel salgın tehdidi büyüdükçe, WIV’in deneysel bir biyolojik silah programına ev sahipliği yaptığı teorileri yayıldı. Bu teori, eski Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın yeniden seçim kampanyasını rayından çıkaran salgın ülkede yayılmaya başladıkça Beyaz Saray’dan artan bir iğneleyici kampanyayla ilgi gördü.

Fox News, The Washington Post’un ABD’nin Wuhan laboratuvarındaki güvenlik endişelerini bildirdiğini iddia eden haberine dayanarak, ABD hükümetinin en üst düzeyine yakın bir tehdit bulunduğu ön bilgisinin verildiği sonucunu çıkardı. Fox News, adını açıklamadığı kaynaklara dayanarak, virüsün yayılmasının “tüm zamanların en maliyetli hükümet örtbas etmesi” olabileceğini iddia etti.

ABD’NİN SALGINLA MÜCADELESİNDEKİ EKSİKLİKLERİ ÖRTBAS EDİLDİ

Bu ön bilgilendirme ve korkudan örtbas etme iddiasına rağmen, Trump 2020 Ocak ayının sonunda “Çin’in koronavirüsü kontrol altına almak için çok çalıştığını, ABD’nin çabalarını ve şeffaflığını büyük ölçüde takdir ettiğini” söyledi.

Virüsün yayılması ve ABD’de yaşamı etkilemeye başlamasından yalnızca birkaç ay sonra yeni bir lugat benimsendi. Covid-19, suçu Çin’e atfetmek amacıyla “Wuhan gribi” ve “Çin virüsü” halini alırken ABD’nin salgınla mücadelesindeki eksikliklerini saptırdı.

Sonra yangını körüklemeye çok hevesli görünen Dışişleri Bakanı Mike Pompeo gazetecilere, “Bu virüsün Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktığını ve ıslak pazarın olduğu yerden yalnızca birkaç kilometre uzakta Wuhan Viroloji Enstitüsü’nün olduğunu biliyoruz”. dedi.

Laboratuvarda yarasalarda yeni koronavirüsleri üzerinde deneyler yapıldığı doğrudur. Bununla birlikte, DSÖ-Çin ortak ekibinde de yer alan Çin Ulusal Sağlık Komisyonu ile Liang Wannian, laboratuvarlarda Covid-19 izine rastlanmadığını belirtti. Liang ayrıca, teoriyi daha fazla tüketecek şekilde Huanan Pazarı’ndan önce şehrin diğer bölgelerinde bulaşıcı keşiflerin yapıldığını söyledi. Embarek, bulaşmanın yarasadan insana doğrudan olduğu inancını sorguladı.

DÜNYANIN ÇARESİZ BİR ŞEKİLDE AŞIYA İHTİYACI VAR

DSÖ ekibi, Wuhan’a donmuş hayvanların gönderildiği soğuk zincir tedarik hatları da dâhil olmak üzere diğer potansiyel çıkış noktalarını araştırmaya açık olduklarını bildirdi. DSÖ ekibinden virolog Marion Koopmans, örgütün “daha erken yayılmanın belirtisi olan her yere gidip kanıt aramak” istediğini açıkladı.

DSÖ, virüsün yapay veya genetiği değiştirilmiş bir kökeni olduğunu dışladığı gibi, virüsün kaynağı olarak WIV’yi “son derece olasılık dışı” ilan ederken, Embarek yerleşik anlatıdan önemli ölçüde sapmayarak soruşturmanın “yeni bilgiler” sunduğunu da kabul etti.

Bu anlatı, Trump ve Pompeo’nun safsatasını içermiyor. Zaten mevcut bir kışkırtma olayı için yargılanan Trump ve yönetimi, Covid-19’u “Çin virüsü” ve “Wuhan gribi” olarak damgalanmasının doğrudan bir sonucu olarak ırkçı tacizin yarası ve acısı için bir miktar sorumluluk üstlenmelidir.

Çin vatandaşlarına ve daha geniş Çin diasporasına neden olduğu sıkıntıya ek olarak, aynı zamanda hayatlara mal olan virüs hakkında yanlış bilgiler içeren bir anlatıyı sürdürüyor.

Dünyanın çaresiz bir şekilde aşıya ihtiyacı var. Virüsün kökenleri hakkındaki yanlışlıklar, yalnızca aşı tereddütünü körüklemeye hizmet ediyor. Bu, Covid-19 ile mücadelede en iyi şansın bir Çin aşısından geldiği, gelişmekte olan dünyada en çok ihtiyacı olanlar için özellikle endişe verici bir durum oluşturuyor.